Mathilda
Mathilda 16 yaşındayken bir şey fark etti. O yaşına kadar birçok dine inanmıştı, ve hiçbiri onu tatmin etmemişti. Bir gün, saat tam 13.59’da, metroya binmek üzereyken; metronun içinde bir kitap gördü. Ayağının tam 1.02 metre ötesinde. Adı ‘Reenkarnasyon’du. Bu kelimeyi birkaç kez komedi programlarında duymuştum. Ama efsane olduğunu düşünmüştüm. Yine de etrafı gizlice süzdükten sonra kitaba ulaşmak için üç adım attım. İçinde herhangi bir not var mı diye kontrol ettim. Kitap yepyeni gibiydi. hiçbir pürüz olmaması beni birazcık şaşırttı. Eve yürürken aklımda tek o kitap vardı. kıpkırmızı kapağı aklımdan çıkmıyordu. Kitaba bakmayı sonraya erteledim. Çünkü o gün Hailey ile sinemaya gidecektim. Evde çabucak hazırlanıp, Crew sinemasına giden yolu takip etmeye başladım. Hailey’yi sokağın sonunda gördüm. Tabii ki ona kitaptan bahsetmedim. Bu bana özel bir mevzuydu. Kendimi keşfetmemi sağlayacak çıkış yolumdu. Film’de çok tanıdık hisler duyumsadım. Sanki baş karakter bendim. Yani Leila be...