Vera'nın Gerçeği

Roman Denenmesi

Bugün kalktığımda yerde gördüğüm bana ait değilmiş gibi görünen soluk gölgemle irkildim. Sanki ben ben değildim. Dün akşamdan hatırladığım hiçbir şey yok. Aklımdaki şeyler Brandon ile sarmaş dolaş olup son shot atışımdan sonrasına dair hiçbir olay içermiyor. Dün gece gerçekten çok içtim. Sanırım Ohio'daki tüm votkaları içmiş olabilirim. Yatağımdaki küçük vişne çürüğü lekeye baktım. Daha çok ruj lekesi gibiydi ama kurumuş ve kuru boya açılınca tozlar saçılır ya o tarz bir maddeydi. Brandon yatağımın diğer tarafında yatar pozisyonda duruyor. Uyuyakalmış belli ki. Horultusu safarideyken gördüğüm fillerin sesi gibi. Odam çok loştu. Saat sabahın 6'sı. Parti yapmadığım gecelerin sabahında tam da bu saatlerde koşuya çıkıyorum. Kafamı iyice boşaltmama yardımcı oluyor. Evimi iki en sevdiğim arkadaşım -Elizabeth namı değer Eli- ve Nora ile paylaşıyorum. Yoksa böyle güzel bir evde kalmama maddi olanaklarım el vermez. Bütün partiler bizim evde yapılır. En az 20 kişi doluşur sabahlara kadar eğleniriz. Brandon'ı uyandırmaya çalışıyordum ki Brandon sıkıca dudaklarıma yapıştı. Çok uzun bir öpücüktü ve ardından:
-Dün gece harikaydın, dedi.
Afallayıp kaldım. Ben ve Brandon dün gece birlikte aman tanrım. Lütfen rüya görüyor olayım. Siktir. 
Ertesi gün Eli ile en sevdiğim balık restoranına gittik. Çok tatlı mavi koltukları ve gemi şeklinde masaları olan nezih bir mekandır. Nora vegan olduğu için onunla asla gidemeyeceğimiz yerlerden biridir. 
-Brandon ile biz dün...
-Siz dün ne?
-Ya işte anlarsın ya.
-Yeni bir dil mi öğrenen benim bilmediğim. Çünkü şifreli konuşmayı bilmiyorum. Çıkar ağzındaki baklayı.
-Biz yattık. 
-Nasıl yani? Ama o Miranda ile nişanlı değil mi? Yani onlar 5 yıldır sevgililer ve birbirlerine sırılsıklam aşıklar. Hatırlarsan Brandon onun için neredeyse dünyadaki bütün gülleri sipariş edip seni seviyorum yazmıştı onlarla. Ne bileyim kesin içki tesiriyle yapmıştır. Çünkü liseden sonra siz ikiniz sadece partilerden partilere konuştunuz. Bunu isteyerek yapmış olamaz.
-Tabii senin bakış açından öyle ama bu benim ilkim ve eğer boş boşuna harcadıysam kendimi, çok kötü hissediyorum. 
-Nasıl yani onunla bir gelecek mi düşünüyorsun?
-Sadece ben değil, o da...
Brandon beni gece üçte aradı. Sanırım içkiliydi ve tek seçebildiğim kelimler 'seni seviyorum' ' du. Lisedeki en yakışıklı çocuktu. Ve herkes ona mavi bomba derdi. Ama gözleri mavi olduğu için değil. Tam belinde bir leke vardı ve mavi renkteydi. Tabii onu gören kızlar okulun popüler kızlarıydı. Zaten bizim için hep efsanelerde kalıyordu. Biz kim miydik? İnek kızlar kulübünün onur kurulu üyeleriydik. Sadece A artı alanları alıyorduk. Erkekler bize kimyasal atık gözüyle bakardı. Sanki keşke varolmasaymışız gibi. Ama lise mezuniyetinden sonra hepimiz ergenliğin şokunu atlatıp en iyi okullara dağılıp kendi hayatımıza odaklanmıştık. Diğer popüler kızların çoğu kocaya geri kalanı da kötü yola düştü. Hatta geçenlerde metrodayken bir adam bir porno dergisi okuyordu ve liseden arkadaşım güzel kız Marie'yi orada görünce gerçekten üzüldüm. Her neyse sonra ben hukuk fakültesinden mezun oldum. Eli ve Nora ile zaten üniversitede tanışmıştık. Eli ile tanıştığımda kendisi feminizm kulübünün başkanıydı ve tam bir feministti. Erkeklerden nefret ediyordu. Takıldığı erkeklerin neredeyse hepsi geydi. Nora ise tam tersine erkeklerin gözdesiydi ve en sevilen insanlardandı. Üçümüzün yolu Nasıl kesişti diye sorarsanız. Hemen anlatıyorum. 
En sevdiğim barlardan birine gitmiştim. Yanımda sevgilim olmasına az kalan bir çocuk (jack) vardı. Sonra ben içki almak için oradan uzaklaştım. Jack'in sırtı dönüktü ben de hemen atağa geçip boynuna elimi sardım. Tam öpecekken arkamdan bir kız saçımı tutup çekmeye başladı. Aslında Jack sandığım çocuk Nora'nın sevgilisiydi. Jack arkadan şaşkın şaşkın bakarak kaçtı. Nora'dan özür diledim. Çünkü gerçekten suçum yoktu. İnsanlar arkadan gerçekten birbirine benzeyebiliyor. Orada Eli bizi izliyordu. Bu olay tam ona göreydi. Başladı konuşmaya:
-Kızlar! Bir erkek için düştüğünüz durumlara bakın. Sadece rezil ediyorlar bizi. Bizim kimseye ihtiyacımız yok. Bir kere onlar kadınlar sayesinde dünyaya geliyorlar. Her şeyi biz yönetiyoruz. Biz olmasak kim evi temizleyecek kim onların donlarını ütüleyecek. Sizleri buradan çıkarıp çok güzel bir kafeye götüreceğim ve kadınların gücünü fark etmenizi sağlayacağım.
O olmasaydı bu üçlü olmayacaktı. O gün bugündür hiç ayrılmadık. Eli bir diyetisyen ve Nora da psikolog. Ben ise davadan davaya koşan bir avukatım. 
Eli diyetisyen olmasına rağmen 90 kilo ve 1.60 boyundadır. Çoğu hastası onu gördükten sonra onunla çalışmayı reddediyor. Ama çok güzel bukle bukle dökülen turuncu saçları var. Yüzü çok güzel. Dudakları silikona ihtiyaç duymayan iyi bir doygunluğa sahip. Sadece kepçe kulaklarını çok sevmiyor ama yine de saçını at kuyruğu yapmaya devam ediyor. O fark etmese de erkekler onun kulaklarını seksi buluyor.
Nora o kadar zayıf bir kıza bir aralar anoreksiya olmuştu. Ama artık normal bir zayıflığı var. Nora bizim esmer bombamız. Çok seksi bir gülüşü var. Dişleri inci gibi beyaz ve gözleri ela.  Çok iyi bir psikolog ve arada ona terapiye gidiyorum.
Ben Vera. Sarışınım ve asla aptal değilim. Birazcık deli olabilirim ama aklımı kaybetmedim. Lise hayatım boyunca şişmandım ve zayıflama sürecimi Eli sayesinde kısa sürede hallettim. Gözlerim yeşil ve kahkaham çok komiktir. O yüzden mekanlara girdiğimde herkes dönüp bana bakar. Kim bu hayvan gibi gülen diye. 
Brandon ne yapmaya çalışıyorsun anlayamıyorum?
Yine sesli bir mesaj attı.
-Vera o gün olanlar benim için çok özeldi ve 5. Caddedeki VİNTAGE kafeye yarım saate gelmeni istiyorum.
Eli Nora'ya anlatmıştı. İkisi de merakla bana baktı.
-Gidecek misin?
-Evet. Bekaretimi sokakta bulmadım.

Kafedeydim ve içerde en ücra köşeye oturdum ve bekleme koyuldum. Brandon içeriye girdi. Mavi gömleği ve bordo pantolonu ile çok seksi görünüyordu. Hemen karşımdaki sandalyeye oturdu. Yüzüğü yoktu. İçimden biraz sevindim. 
-Ben aslında başından beri senden hoşlanıyordum. Ama Miranda'dan kurtulamadım. Lise'de ne kadar ezik olsan da ben hep sana abayı yakmıştım. Ama o zamanlar sen erkeklerle değil notlarınla ilgileniyordun. Ben de her kızla çıkıyordum. Ama senin partilerine her geldiğimde hep seni gizli gizli izleyip hayranlıkla seninle sevgili olduğumu hayal ediyordum. Son zamanlarda bunu Miranda da fark etmeye başladı. Hep aklımın bir karış havada olduğunu düşündüğünü ve benimle birlikte olamayacağını söyledi sonunda. Ama seninle beraber olmadan önceydi zaten. Ben o gün kimseye bağlı değildim. Yani sen kötü kadın değilsin sakın mutsuz hissetme. Çünkü biz hep birbirimize aittik Vera bunu sende biliyorsun. 

Comments

En Çok Okunan

İtiraf

Anahtar

Yat Macerası

Clara’nın Olağanüstü Hikayesi

Tam da Kalbime