Meksika Dalgası
Geçen yine Meksika’dan bugünlere kadar asırlardır(!)
süregelen o eşsiz Meksika dalgasını yaparken, manyak bir stattayız. Ünlü yoktu
en başta, sadece yanımda bir arkadaşım vardı. Adı Lion’dı. A ben adımı
söylemeyi unuttum. Ben Koç. Ben Türküm, Lion da Güney Afrikalı. Onların alanda
bir zamanlar vahşi hayat çok yoğun bir şekilde devam ediyormuş. Büyük büyük
dedesi bir aslan tarafından lime lime edilmiş. Kemikleri kalmış sadece.
Kemiklerini de başka canlılar tüketmiş. Ve o olayın olduğu yerde, bir gün, çok
zaman geçmiştir, yüce bir ağaç ortaya çıkmış. Oraya özgün bir palmiye ağacı.
Türünü sormadım. Aynı zamanda oraya yeni gelen insanlar o ağaçta bir kimya
bulurmuş. Herkes bir kurdele asmış. Sevdiklerini 1 yıl bilemedin 3 yıla
buluyorlarmış. Bunun büyük bir sebebi var zaten. Hem hayat veren bir besin
kaynağı olması hem de vahşice katledilmiş bir insanın hislerinin kombinasyonu…
Olasılığı hayal edince aklım uçuyor. Çok delice değil mi?
Her neyse konuya dönelim. Sonra stattayız ve karşımıza
Paries HİLTONs’lar çıkmasın mı? Benim İngilizcem biraz kötü ondan Türkçe
yazıyorum. Zaten öyle araştıracak zaman da yoktu hemen yazdım. Silemem şimdi.
Kağıda her zaman mürekkepli kağıtla geçiririm fikirlerimi. Lion çok bilmiyordu
ben iyi biliyordum. Paris Hilton Lion’a baktı ve dedi ki yanındaki kişiye ‘Bu
kadın mı güzel ben mi?’ ‘O.’
Comments
Post a Comment