Metro Fareleri

 Ölenin ardından hissedilen tütsü kokusu her yere yayılmaktaydı. Bu ilk mevta değildi. Birçokları olmuştu ve bu daha farklı da değildi. Adı Timoty idi son ölen sıçan kardeşin. Ekstazi etkisindeyken metro ışığını görmesi ve onu ölüme götüren ışık olması gerçekten de tesadüf olamaz. Metrolar bizim tanrılarımızdır.  Sadece onlar canımızı alabilir. Bir nevi azrailler yani. Elektrikler gittiği zaman partilemeye bayılırız. Metrolar kapandığında yani kısa süreli göçtüğünde tanrılar bize bayram olur. Mahallemiz genişler. Geçenlerde çok içmişiz birimiz dışarıya çıkacağını öne attı. Ve bir daha da geriye dönmedi. Metro istasyonlarındaki yemek yerleri arttıkça besin zincirimiz gelişmeye başladı. Vegan ve vejeteryan beslenen sıçanlar bile olmaya başladı. Sıçanlar aleminde çok fazla gelişme oldu. Çöpten beslenenler avam klasmanındalar. Orta direğin çoğu lokantaya gitme şansı oluyor. Lüks takılanlar ise kafelerede ikamet etmekte. Kiralar çok pahalı ve insan etkeni var. İnsanlar çok acımasız ve küstah. Bizlerle bir türlü anlaşamadılar. Onların kaybı. Bu arada biz sanatta da bayağı iyiyiz. Bütün metro ilanlarını biz koyuyoruz. Paralel bir yapılandırma var aramızda. Bizim derneğimiz çok gizli. Bütün haberlerin altında biz varız. Yeraltının sultanlarıyız. Gücümüz sadece çok hızlı giden metrolara yetmiyor. Tanrıya inanç azalmaya başladı. Çünkü sıçanların ölümüne sebep olmaları onları korkutup ters etki yaratıyor. Benim adım Rufi. Orta sınıf bir aileden geliyorum. Lokantalarda ikamet etmesem de yemek yeme şansı yakalıyorum. Annem metrolardaki gizli sığınaklarda örgü dersi veriyor. Babam ise metro raylarına verilen enerjinin muhasebesini tutuyor. Bense lise talebesiyim. Özel bir okula gidiyorum. 1324 numaralı metro vagonu benim sınıfım. Birçok insan gördüm orada. Onlar beni korkutmuyor. Bazı insanlar bizi satın almak istiyorlar. Ama onlar fındık fareleri. Fındık body shop adında bir yer var. İnsanlarla buluşmak isteyen ve onlar tarafından yönetilmek isteyen beta sıçanlar tanrımız olan metrolara üstten bakmayı seçip en büyük günahı işliyorlar.

İstasyondan istasyona sıçanların kokuları değişiklik göstermekte. En lüks semtlerden biri olan Etiler’de bütün erkek sıçanlar chanel de bleu kokmakta. İnsanların kokuları yere düşer ve biz sıçanların üstünde kalır. 

Sporlarda da çok iyiyiz. Ray üstü uzun atlama en sevilen ekstrem sporlarımız hatta ata sporlarımızında biri. Onun dışında metro içinde hiçbir yere tutunmadan sörf yapmak da gençlerin en sevdiği aktiviteler arasında son 10 yıldır. Belediye başkanı değiştikçe metro sayıları da artıyor. Artık daha geniş bir alanda söz sahibiyiz. Elimiz kolumuz uzadı. Bir söylentiye göre insanların uçmak için kullandığı bir araç varmış. Bunu dedelerimiz zamanında arkalarında bıraktıkları ‘sıçanslam’ dininin kitabı olan ‘sıçan-ı şerif’ kitabında yazıyor. 

Karanlıkta yaşadığımız için ışıklı yerleri tercih etmiyoruz pek. İstasyonlar çok ışıklı olunca bir afallıyoruz. 

Çok yaşlı bir amcam var. Kendisi gazi. Bıyıkları 1. Büyük Sıçan Savaşlarında yanmış. Kendini zor kurtarmış. Ama çok fazla da düşman öldürmüş. Bizde deri rengi savaşı var. Griler ve kahverengiler bir arada yaşayamıyor. Ben bir gri olarak bu durumu hiç anlayamıyorum. Çünkü gizli gizli görüştüğüm birkaç kahverengi sıçan arkadaşım var. Babam bana bu konuda kesin çok kızardı ama yapacak bir şey yok. Ben apolitik bir insanım. Savaşmaya da karşıyım. Barış yanlısıyım. Irkına bakarak birini yargılayamam. Askere gitmek istemiyorum. Büyük ihtimalle fıstık toplayıp bedelli için ayıracağım. Bizim burada para olarak yer fıstığı kullanılıyor. Başka kalemler de var tabii. Kahverengilerin parası bizden değerli. Onlar ikiye ayrılmış durumda. Güney ve Kuzey olarak. Güney daha zengin. Onlar ceviz kullanıyor. Kuzey ise fındık. 

Griler yanı benim gibilerin işi çok zor. Bizim yaşadığımız istasyonların belediye başkanı çok muhafazakar ve enflasyon aldı başını gidiyor. Pasaportsuz zaten geçiş yapamıyoruz diğer yerlere. Pasaport sadece üst düzey yani lüks takılanlara ait. Onlar kahverengilerle dost olabiliyor. Çünkü onların paraları çok. Ama 3 yer fıstığına 1 ceviz ve 1.5 fındık alınıyor. Ben paramı cevize yatırdım. Bankalarda en çok o opsiyon uygulanıyor. Hedefim kahverengi karta başvurmak. İyi eğitim görmüş grilere beyin göçü yaptıran bir kart bu. Şu an iyi bir vagonda eğitim görüyorum. Kahverengice de konuşmayı biliyorum çat pat. Oradaki gizli arkadaşlarım sayesinde. Ve biri bana tavsiye mektubu da yazmayı planlıyor. Üniversiteyi orada okuyup tamamen asimile olmayı istiyorum. Bedelli yapmama da gerek kalmaz. Çünkü kahverengiler askeri üstsüz bir teknolojiye sahipler. Fare robotları var. 

Kahverengi arkadaşımla konuştum dün. Bıyıknetten. Bıyıknet platformu bazı kahverengi ve gri sıçanların gizlice kullandığı, sadece gençlerim bildiği anomim bir iletişim aracı. Eşleşme usulü çalışıyor. Kahverengi bir erkekle çiftleşmek isteyen gri dişiler bazen sadece iyi koşullarda yaşamak için evlenip göç ediyorlar. 

Biz bıyıklarımızla online oluyoruz. Sıçancell adında bir gsm firmamız var, bu şirketten 26 yaşında kadar ücretsiz yararlanabiliyoruz. Ben şu an 23 yaşındayım. Daha önümde 3 yıl daha var. 

Bugün günlerden Sıçanertesi, yapacak çok iş birikti. Uzun zamandır ailemden ayrı yaşıyorum. Bu bana hem iyi geldi hem de bir o kadar zor geldi. Yemek yapmayı severim ama bulaşıkları yıkayacak bir makinem yok. Ben de çoğunlukla kendim yıkamak zorunda kalıyorum. En kötüsü de tencere yıkamak. Kullandığım yağ biraz kötü bir yağ. Metronun ıssız derinliklerinden gelen otlardan harmanlanmış orijinal bir yağ. Ama organik olması da birazcık saçmalık bence. Bir çok sıçan çiftçi var piyasada. Metroların motor yağıyla gübreliyor hasatını. O zaman yapacak bir şey kalmıyor geriye. Ya ucuz diye çiftçi üretimi alacaksın ya da organik ama kötü olmasına rağmen pahalıya kaçacaksın. Benim metro yağına intoleransım var. O yüzden paramı çarçur etmem gerekli sırf bunun için.

Hardi benim en yakın kahverengi arkadaşım. Kendisini bıyıknetten tanıyorum. Çok kafa çocuktur, her şeyin eğlencelisini bilir. Onunla şu ana kadar sınırda birkaç kez gizlice buluştum. Bizim sınırlarımız istasyonlar aslında. Herkes ayrı bir istasyonda yaşıyor. Grilere ait bölgeler ve kahverengiye ait bölgeler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Sınırlar çok güvenli değil ve arada bir göçmenler olabiliyor. Kendilerine gri dövmesi yaptırıp her yerlerini boyatıp anlaşılmadan yaşayan bir çok kahverengi var. Bazıları battığı için daha fazla pahalı bir yerde yaşayamayacağına kanaat getirip ‘whole body gray color tattoo’ yaptırıyor. Bu onlara pahalıya mal olsa da hayatlarını ancak böyle kurtarabiliyorlar.

İllegal iş yapan bir çok sıçan mafyası da yok değil hani. Başlıca mafyamız kahverengi diyarında. Metroların raya yakın olan bölmelerinden sıçaneroin üretip sevkiyatla grilere ulaşıyor. Genç gri bireylerin %30 unu zehirleyen bu furyaya dur demek imkansız. Çünkü devletler arasında illegal anlaşmalar ve rüşvetler dönüyor. Neyseki ben öyle bir durumda değilim. 

Comments

En Çok Okunan

İtiraf

Anahtar

Yat Macerası

Clara’nın Olağanüstü Hikayesi

Tam da Kalbime