Posts

Showing posts from December, 2017

Batan Gemiler Karaya Yanaştı

İşsizliğimde geçen zaman ömrümden 4 yıl götürdü. Yani öyle hissettirdi. Ne 3 yıl kadar az, ne de 5 yıl kadar yüce bir zamandı. İşim için paha biçilmez bir elmas değerindeydim. Evet. Resmen bir mücevherat. Daha 3 ay oldu. Yaptığım iş bir nevi müzisyenlikti. Yani öyle de denemez ama danışmanlık gibi bir şeydi. Müzisyen danışmanı gibi. Kısıtlı konularda diyelim. Örnek verecek olursam, ruh halleri hakimiyeti gibiydi. Müzisyenler sahneye çıkarken endişeli zamanlar yaşarlar. Bu anlara tanık olup onlara motivasyon konuşması yapıyordum. Ama benim ajansım en iyisiydi. Ne çok ünlü ne de sokakta görsen hiç tanıyanı olmayan kişilere denk gelmedim tanrıya şükür. Ama bu benim için çok güzel bir duyguydu. Bazılarıyla sevgili bile oldum. Zaten olay da orada koptu. Normalde bana herkesin özgeçmişini sayfalar dolusu verirlerdi. Fakat bu sonuncu ünlü şarkıcı Logan Clark (tanımıyorsunuzdur) bazı bilgilerini vermemiş. Örnek vermek gerekirse, evli ve 3 çocuk babası olduğu gibi birtakım bilgiler. Yani bun...

Gezegencik (Ayrı Bir Dünya)

Bulutların üstündeki bir düzlemde, dünyadan küçük ama çok da bir olayı olmayan bir gezegencik varmış. Bu gezegende yaşayan her insanın büyük bir hüneri varmış. En büyük hünerli herkese göre kendiymiş. Ama bir gün bir bebek dünyaya gelmiş. Bu bebek 3 yaşına kadar çok rahat bir bebeklik geçirmiş. Fakat 4 yaşına gelmiş ve konuşmaya hala başlamamış. Bir yıl daha beklemişler. Tık yok. Aile çocuklarındaki sıkıntıyı fark etmiş ve gastaneye koşturmuş. Onların dilinde gastro sağlık demekmiş. Ünlü doktor Gastro Kastro onların ilk doktorlarıymış. Onların çığırını o açmış. Her neyse doktorlar bir sürü test yapmış. Sonucunda ne mi desin? Çocuğunuz sağır, demiş. Aile yıkılmış. Mecazi değil. Yıkılmışlar (ölmüşler demek) ve tahtalı köyü boylamışlar. Bu çocukcağız tek kalmış. Onu da zorla yıkacaklarken çocuğu alan gemşire buna izin vermemiş. O çocuğu olmayan bir anneymiş ve onu o kadar çok istemiş ki; gönlü el vermemiş garibi yıkmaya. Bu gezegen Azerbaycan ile Türkiye’nin dil farklılığı tadında bir ...

Rüyalar ve Bilinçaltı

Bugün farklı hissettim. Kafamdaki tokanın rengi bile tuhaf geldi. Her zamanki eylemlerim sanki bana ait değildi. Geçen hafta ölen teyzemin ruh halime melankoli getirmesini anlayışla karşılamalıyım herhalde. Ama bugün çok ilginç. Saçlarımın rengi atmıştı sanki. Tarağı tutarken her zamanki sol elim yerine sağ elimi kullandığımı fark ettim. Bütün düzenim raydan çıkmıştı. Eve aldığım iki çay markası var ve bir tanesini beğenmediğim için hiç içmem, içimden onu içesim geldi. Ve tadı garip bir biçimde çok hafif ve mayhoş bir his bıraktı bende. Sanki yıllardır yanlış davranmışım da şimdi aklım başıma gelmiş gibi. Üç aydır psikiyatrime de görünmedim. Acaba anksiyete yeniden mi kendini gösterdi. Ama ilaçlarımı düzenli alıyorum. Bu imkansız ötesi. Rahatlayıp oturmaya karar verdim. Bembeyaz üçlü koltuğuma yerleştim. En sevdiğim battaniyemi üstüme örttüm ve kanallarda gezinmeye başladım. Televizyonda bir sıkıntı yok gibi görünüyordu. Bu da demek oluyor ki bendeydi sıkıntı. Telefon çaldı. Ve saat d...

Kasko Önemli

Jantlar tam anlamıyla gitmişti. O kadar yüksek sesle müzik dinlemenin bir suçuydu sanırım. Ama nasıl anlamam arkadakinin kayarak bana geldiğini. Ama Pink Floyd dinlerken onu anlayamazdım. Adamlar nasıl müzik yapıyor? Pes doğrusu. Kışın bir daha yollara atmayacağım kendimi. Ant içeceğim. Resmen gümbürtüyle nasıl sarsıldığımı hatırlamıyorum. İçeriye doğru bir göçük var. Neyse ki babam kaskosunu yaptırmıştı. Zaten suç adamda ama. Bir saniye ben şu anda burada. Ne? Geç kaldım resmen. Saat yarım. Benim 1 de okulda olmam lazım. Zaten koroda söyleyeceğimiz parçaya da sıfır çalıştım. Neyseki baş şarkıcı seçilmedim. Adamın benim sesimi duyduğunu bile sanmıyorum zaten. Her neyse. Taksi! Aman içinde biri varmış. Hey dursanıza ama! Saat 13.05. Derse 5 dakika geç kaldım. Hocamız Frank Nelly çok disipline bir insan. O yüzden bir saniye bile geç kalsan, çok mutsuz olacağın şeyler yaşarsın. Arkadaşım 2 saniye geç kaldı. Kızın kulağına bir şey söyledi. Ve kız ağlayarak kaçıp gitti. O yüzden bu adamd...

Absürtika

  Yolda yürüyordum. Önümde beyaz bir köpek bana doğru gelmeye başladı. Beynimde ‘Benim sahibim ol!’ diyen bir ses yankılandı. Ve onunla yürümeye devam ettik. Birkaç adım atmamıza kalmadan bir anda iki kişi, biri esmer ve uzun siyah saçlı diğeri buğday tenliydi, bana ölen ablaları hakkında bir şeyler anlatmaya başladılar ve o anda sanki televizyonda bir vtr yayınlanıyordu da ben izliyormuşum gibi beynimde olay canlandı.   Ablaları rollercoastera binmiş. Fakat başında duran adam çok dikkat etmeden aşırı zor bir parkur oluşturmuş. Ablalarının aletin hızlanmasıyla bir anda öldüğünü belirttiler. Beni de avukat yaptılar.   Sonra benim teorimi ortaya koyduk. Eğer başka bir kıza daha böyle bir şey olursa demek ki herkese bir hıncı vardı bu adamın. Biz de o kızı rollercoastera bindirmeye karar verdik. Dualarla o kızı uğurlayacaktık ki uykumdan uyanmışım. Yine absürt bir rüya.

LENKA'NIN 9. YAŞ PARTİSİ

Bugün Cuma ve benim doğum günüm. Okula giderken gerçekten çok süslendim. Tam bir prensestim. Thomas içeriye girerken beni ördü ve eminim 10 saniye bakakaldı. Ama arkadan Emily geldiği için tek bir söz diyemedi. Sadece gülümsemekle yetindi. Sınıfa girdiğimde en yakın 5 arkadaşım (Parantezi yeni öğrendim. Sanırım burada kullanabilirim. Melissa, Katya, Jade, Bryan ve Lisa.) bana sürpriz doğum günü kutlaması hazırlamışlar. Hepsi çok güzel hediyeler almış. Ama en güzel hediye Lisa’nınki. Onlar biraz zengin ondan biraz daha güzel alması son derece normal. Bu yeni çıkan Barbie var ya. Hani şelalesi olan. Evet evet o işte. Çok sevindim. İçini suyla doldurduk ve su fışkırttı. Diğer hediyeler fazla ucuza kaçılmış hediyelerdi. Ama olsun beni çok seviyorlar. İkinci dersin teneffüsünde ağaç evin orada şarkı söylüyorduk. Ve hiç beklenmedik bir anda Patrick geldi. Elinde bir kağıt vardı ve üstünde ‘Diğer teneffüs arka bahçedeki çınar ağacının orada ol.’ yazıyordu. Patrik’in dediğine göre bu ki...

LENKA BLINK'IN GÜLÜMSETEN GÜNLÜĞÜ

   Ben Lenka Blink.  Neden papatyalar beyazdır? Ben bunu 5 yaşımdan beri soruyorum herkese ve şu an 8’ime bastım. 3 yıldır soruyorum. Anneme sordum ‘Beyaz temizliğin simgesidir.’ dedi. Ama babama sorduğumda sofradaydık ve tek yaptığı hareket annemden tuz istemek oldu. Babam benimle hiçbir şey paylaşmıyor. Gerçekten. Bir ekmek bile paylaşmaz. Daha 8 yaşımda böyleyse sonraki yıllarda nasıl olacak merak ediyorum.   Beyaz temizliğin simgesi olabilir anneme göre ama bana göre hastanenin simgesi. Her aşıya gidişimde daha da nefret ettim o iğrenç renkten. Ama papatya en sevdiğim çiçek. Tek onu o renkte görmeye katlanıyor gözlerim. Kollarım mosmor. Bende bir tür hastalık var ama annem bana ‘Sen daha çok küçüksün, anlamazsın.’ demiyor mu bir de üste çıkmak için. Bir kere benim reşit olmama sadece 10 sene kaldı. Sekiz yıl biraz karlı yollardan geçmiş olabilirim. Suçiçeği olup kocaman bir hafta boyunca yatmış olabilirim. Ama hiçbir şey bundan daha ağır olamaz. Buna tüm ka...