Flamingoları Seviyorum
Risk mi almak iyi ya da almamak mı? Bilemiyorum. En önemlisi
kafaya göre yaşamak bana göre. Bazen farkında olmadan bilinçaltım doğru
kararları veriyor gibime geliyor. Bu da zaten benim karakterimi oluşturuyor. Kim
ne derse desin istediğin kararı almadığın sürece kafada hep bir soru işareti
kalıyor bana göre. Bir başkasının onayına ya da reddetmesine ihtiyacınız yok. Olmamalı
da. Doğal değil. Kimse kimseye yön veremez. Bunu yapmak bir insanı köleniz
yapmaktan farksız. Herkes düşe kalka öğrenir. Ne kadar tecrübeli olduğumuzu
düşünsek de bir yerlerde biz de yanılacağız. Bunun farkında yaşarsak hayat daha
güzel bir yer olabilir.
Herkesin kapasitesi ve yaşam şartları bir değil. Onun sürdürdüğü
hayatı belki sen kendi kafanla asla kotaramayabilirsin. İnsan kendini tanımayı
bilmeli. Kendini sevmeyi de bilmeli. Birinin sizi sevmesi güzel olabilir ama
kendinizi ne kadar sevdiğiniz çok daha önemli. Size verilen değeri ölçmek
istiyorsanız, kafanızda şu soru yankılansın “Ben kendimi ne kadar önemsiyorum?”.
Bu hayatta en çok kendimizi değerli görmeliyiz.
Dünya bir tane değil. Bunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çünkü her
beyin bana göre ayrı bir dünyayı temsil ediyor. Hepsinde aynı oyunun farklı
versiyonları göze çarpıyor. Yaşanan ve gözlemlenen birçok şey bu oyun demoları
içinde ayrı hisler uyandırıyor. Kimse aynı şeyleri senkronize olarak
beğenmiyor. Dünyayı algılama biçimi dünyadaki insan sayısıyla eş değer bana
göre. Herkes birbirinden çok farklı. Aynı olsaydık çok daha güzel mi olurdu
acaba? Hiç ayrı giden bir durum olmasa nasıl olurdu bu dünya? Ben size söyleyeyim.
Sadece bir gezegen olurdu. Üstünde yaşayanlar da sadece birer canlı. Hiçbir yaratıcılık
belirtisi sezinleme olasılığı olmazdı. Sanat olmazdı, seks olmazdı, renk
olmazdı, lezzet olmazdı. Olanak olmazdı çünkü. Bu kadar çeşitlilik varken, her
şeyi sarıp sarmalamak yerine neden öfke ön planda? Elimizdekilerin kıymetini bu
kadar az mı biliyoruz?
Teknoloji güzel bir şey. İnsanın neler yapabildiğinin,
günden güne artan bir ivmeyle, ortaya bu kadar güzel ve yararlı çözümler
koyabildiğini takdir ediyorum. Ama biraz da sormadan edemiyorum. Bunun bize zararları
da olmuyor mu? Hiçbir olay sırf yarar sağlayamaz. Her şeyin bir avantajı ve
karşılığında dezavantajı olmalı. Tüketim çılgınlığı, türlü psikolojik
rahatsızlıklar, sınıf eşitsizliği, savaş teknolojisinin dehşet derecelere
çıkması ve benzeri birçok durum teknolojinin başının altından çıkmıyor mu? Teknoloji
denen şey insan emeği. Sonuç olarak insan kendi başını kendi yer. Biz kendimize
zarar vermekten başka bir şey yapmıyoruz çoğu zaman. Her şeyin bir sınırı olmalı
fakat bizim beyin yapımız bunu algılayamıyor. Her şeyin daha fazlası, daha
iyisi, daha güzeli ve en önemlisi daha zararlısı ilgimizi çekiyor. Ben teknoloji
tamamen yanlıştır demiyorum, ama diyorum ki keşke teknoloji başka bir hayvan
türünde görülseydi. Belki onlar daha bilge kullanırdı. Ne bileyim belki
flamingo? Şöyle ender bir tür olabilirdi. Sayımız çok. Problem ondan
kaynaklanıyor. Üretmeyi her türlü yoldan seven bir türüz. Ama artık tüketmek o
duyguyu bastırmış durumda. Umarım içinizde hala teknolojiye saplı kalmamış
insanlar vardır. Ben saplandım sanırım.
Comments
Post a Comment