İçimi Dökmek
Oyundan ibaret bence
bütün hayat. Kimisi kuralına göre oynuyor kimisi kural tanımıyor. Kartları iyi
bilen kişi daha rahat yaşıyor. Karşısına çıkacak zorlukları veya fırsatların
daha bilincinde oluyor. Onu sağlayabilmek de yaş kazanmakla ve tecrübelenmekle
oluyor. Kimisi daha küçük yaşta hayatın sillesini yiyor. Kimisi şımarık
büyüyor. Kimisi büyütülme güzelliğini yaşayamadan tek başına başlıyor hayata. Yalnızsan
daha da yalnızlaşıyorsun veya ne kadar çok dostun olursa olsun yine hep bir
başınasın. Çünkü kimse senin kafanın içine giremiyor. Senin gibi düşünemiyor. Üzüyor,
kırıyor, sevindiriyor, ağlatıyor, şaşırtıyor ama seni çözümleyemiyor. Kimse birebir
yapılmamış. Nöron sayısı farklı, kan hücresi sayısı farklı, trigliserit
miktarı, kalsiyum düzeyi farklı bir kere. Birer ikişer aynı olabilir bu
özellikler ama hiçbir zaman aynı tutmaz hepsi birebir şekilde. İkizler bile çok
farklı. Tek yumurta ikizi de olsa kafa yapıları apayrı. Hem tamamen aynı
olmuyor görünüşleri. Bir elmanın iki yarısı nasıl tamamen aynı değilse o misal.
Farklılıklarımız bizi güzel yapar sözüne azıcık kıl oluyorum. Çoğu insan kendi
farklılığını kendisine göre kötü yorumlar. Ve bu söz hiçbir zaman biz
insanların içini rahatlatacak bir şey olmayacak. Çünkü çevresine bakınca
görüyor insan, başka farklı özellikleri, insanları özel yapan farklılıkları ve
diyor içinden ‘Bana niye böyle güzel özellikler bahşetmedin Tanrı’m?’. Kendini
sevmek en zor şey bana göre, en önemli altın yaldızlı kural aynı zamanda. Aynaya
baktığınızda kusur diye nitelendirdiğiniz parçalarınızı görmeyin. Onların size
nasıl bir hava kattığını düşünün. Hiç görmediğiniz, kimsede olmayan… İçinizdekilerin
daha önemli olduğunu unutmayın. Mesela bir kek yaparsınız, çok güzel bir
görüntüsü vardır. Fakat tadı çok şekerlidir mide bulandırır. Yani demeye
çalıştığım baca eğridir ama dumanı doğru çıkar. Siz sakın ikiyüzlü, duygularla
oynayan, sözünden cayan, yalan söyleyen, ihanet eden, dedikodu yapan,
kıskandırmak için uğraşan insanları görüp de üzülmeyin. Çünkü kimsenin yaptığı
yanına kar kalmaz. Çünkü her zaman bir kasa limonun içinde çürükler vardır. Ne
kadar satsan da aldığın kadar para kazanamazsın. Çünkü insanlar fark eder ve
limon doldurdukları poşeti boşaltıp giderler. Tıpkı ahlaklı insanları
hayatınızda tabana kuvvet kaçması gibi. Sonuca varacak olursak saman altından
su yürütenler umarım bir kaşık suda boğulurlar. İşte o kadar!
Comments
Post a Comment