Her Şey Seks Değildir
O gün içkinin ardı arkası kesilmiyordu. Ben de dur
demiyordum. 40’ında bir erkeksen ve hala bir kadının yoksa; başka seçenek
kalmamıştır. Şarkılar beni gençliğime götürdü. İş yemeği ancak bu kadar
eğlenceli geçerdi. Yıllardır bu kadar iyi bir yılbaşı geçirmemiştim.
Bizim masada ağır toplar oturuyordu. Ama yine de onlar da
iyi bir haldeydiler. Ben bir ayaklanıp gittim. Karşıma bizim ofisin en güzel
kızı Jessica çıktı.
-Mutlu yıllar Jessica!
-Sana da Alfred. Bugün hiç dans ettiğini görmedim. Acaba sen
de mi yaşlandın?
-Ben kendimi sonrasına saklıyorum.
Sakladığım bir şey yoktu. Çünkü kimse yoktu. Aslında ben de
yoktum. Yılbaşı’nda doğmuş olmak benim suçum değil. Yine golü doksandan
attılar. Neymiş yaşlanmışım. Yıllardır hiçbir kadın bu kadar ağır bir laf
etmemişti.
10 yıldır kadınların gözdesi bir insanım. Yani öyleydim. 3
yıldır bende bir sıkıntı çıktı işte. Hiç de sevmiyorum herkese söylemeyi. Ama
ben var ya ben… Hani ben… Yok canım dersin! Evet, evet. İktidarsızım. O yüzden
kadınlar bunu anladığından beri, beni sadece ben olduğum için seven birini
bulamadım. Ne pipiymiş be arkadaş. Affedersiniz ama ben aşka inanan
erkeklerdeniz. Yo hiç de bile. 3 yıldır değil. Hep inandım. Ama Kazanovalık da
yapmadım diyemem. Zamanında o konuda elime su döktürmezdim. Yani karizmam
vardı. Hala var. Ama hormonlar falan pert.
Kadınlar çok acımasız. Biz bir kadın görsek, yani ne
bileyim. Uf. Biz kadınları kadın olduğu için severiz. Yani erkek olsalar
sevmezdik. Kadın kadındır, erkek erkektir. İşlev mişlev bunlar boş iş. Ben
vücudum kusurlu diye, evlenip mutlu bir aileye sahip olamayacak mıyım?
Genetiğim böyleyse. Benim suçum mu bu?
Artık normal bir ilişkiyi bırak bu devirde fahişeler bile
bana zaman ayırmıyor. Paranı da al git dedi. Alt üst ilişkisi değil bu. Kadın
olayı. Kadın nereye gitsen yine kadındır. Bir erkeğin gözünden hayat sadece
seks değil. Yalan o bilimsel sanılan gerçekler. Bir kere biz her 10 saniyede
bir seksi düşünmüyoruz. Belki dakikada bir. Ama yalan atmayın kardeşim. Sen de
erkeksin. Bunu araştıran insanlar da erkek. Yani kendi kuyumuzu kazıyoruz.
Kuyu demişken o kadınlar benim kuyumu kazdı. Hiçbiri beni
ciddiye almadı. İş yerinde kadınlar bana bakıp gülüyor. Annem bile benimle
konuşmuyor. Ve bu kadın beni o kadar çok severdi ki her hafta gelip evime çeki
düzen verirdi. Ve 3 tencere yemek koyardı mutfağa. Babam erken yaşta gidince,
tutunacağı bir tek ben kalmıştım. Ve o da ‘Bana gelin getirmeyeceksen, kendi
başının çaresine bak, ben Brezilya’ya (gittiği latin dansları kursunda
tanıştığı 23 yaşındaki adamla) gideceğim. Bir daha benimle konuşma. Eğer ki
evlilik davetiyeni gönderirsen, vasiyetimde yer veririm sana.’ Tanrıya şükür
onun parasına ihtiyacım yoktu. Ama benden genç bir adamla kaçması gerçekten çok
koydu. Annem 60 yaşında. 3 kat yapar. Neyse artık.
Tek isteğim kendimi artık mutlu etmek. Belki köye göçerim.
Broker köyde ne yapabilir? Bu ara senetler de iyi gidiyor aslında. Bilemiyorum.
Terfi etmeme az kaldı. O partiden sonra. Sık dişini Alfred!
Parti bitti. Ben kendimi eve attım. Doktorumdan bir yeni yıl
mesajı aldım. Dalga geçer gibi.
‘Bu yıl size ve miniğimize sağlık ve neşe dolu geceler
getirsin.’
Kadın doktora gitmeliydim. Ama o da ayrı rezil ediciydi.
Kesin eski kırıklarımdan çıkardı. Çünkü bir dönem doktor kadınlar karşı bir
fetişim vardı. Bir bilseniz. Ben başladığım da o işe, bütün hastane elimden
geçerdi. Hey gidi günler hey!
1 Ocak
Ne yapacağımı biliyorum. Hayır annemi ziyaret etmeyecektim.
Hayır köye yerleşip taşralı bir kızla evlenmeyecektim. Hayır ameliyat olup
kadın olmayacaktım. Tek yapacağım bir şey vardı. İntihar girişiminde bulunmak.
Başarılı olmasına gerek yoktu. Tek yapmam gereken kadın ilgisi. Biraz buna
ihtiyacım vardı.
Bunu ofiste yaparsam, terfi şansım azalırdı. Kızlarla bir
araya geldiğim bir ortam düşünmeliydim. Karşı komşum Heidi gibi bir kızdı. Çok
cana yakın sevecen. Onun bazı dedikodular duyduğunu biliyorum ama hep merhaba
merhaba olduk. Neyse ben kapıdan çıkarken, tabi onun kapısının açılmasını
bekleyecektim. Ve açıldı. Dışarıya çıkmak üzereyken, ağzımdan köpükler saçarak
(krem şanti kullanmıştım, bayağı inandırıcıydı ve aynada test etmiştim).
-Alfred bey? Size ne oldu?
-Asksskfsggvdls
-Efendim.
-Bni ebine aaaal
-Durun sizi hemen benim daireye alayım. Nancy teyze, bu adam
benim karşı komşum. Biliyorsun ben toplantıya gideceğim. Senin arkadaşların
gelmeden onunla ilgilenebilir misin?
-Tabii ki de ilgilenirim şekerim. 80 de olsak 40’lıklara taş
çıkartırım.
Ve o anda ağzımdaki krem şantiyi tükürdüm ve ayaklanıp
bağırarak kaçtım. Dairemi öğlen boşalttım ve her şeyi hayır kurumuna verdim.
Tek bir valizle taşraya yerleştim.
Köy hayatı çok manyak bir şey sakin, huzur dolu ve hayvan
dolu. Hele hele çok kokuyor ya. Bu ne iğrenç yaşam derken. Bir taşralı güzeli
geldi. Benim tarlamda çalışıyor. Çok iyi anlaşıyoruz o kadar şehvetten sonra
gerçekten sevmeyi öğrendim. O da 35 yaşında. Çok çıtır sayılmaz ama çok iyi bir
parça. Şu an evliyiz ve çok mutluyuz. Birbirimizi sadece böyle olduğumuz için
seviyoruz. En güzeli de bu değil mi?
Comments
Post a Comment