Kamuran Teyze


Aynı uyuşturucu tacirinin yanına gitmem bir ayımı aldı. Ancak o kadar dayanabildim. Köşe başında bulunan bir büfenin işletmecisiydi adam aslında. Ayın sonu artık bağımlılık çanları çalıyordu. Param az olduğu için az bir miktarda alabilmiştim. Bu sefer oynadığım son kumardan indirdiğim, helal olmayan ama olmasına zaten ihtiyaç duymadığım için vicdanımın rahat olduğu, ganimetle alacaktım. Çok bir şey değildi aslında ama standartların bir tık üstündeydi. Kendime bir çekidüzen verdikten sonra param cebimde kafam rahat, vicdanımın olmadığı ama rahat olduğu gerçeğini belirtmeden geçemem, bir şekilde yola koyuldum.
Mahallemiz eski bir yerleşim yeri olduğu için herkes birbirini tanır. Aynı zamanda hep ilklere ev sahipliği yapar. Misal ilk telefon bizim mahallede kullanılmıştır. Hatta bu özelliğinden dolayı semtimizin eskicileri bir müze açtı. Adı da Kamalakanatrallalşi (umarım böyle bir sözcük dünyada yoktur) mahallemizin. İlk Homo erectus koymuş bu ismi. Düşünün biz Homo sapiens olduğumuz için onlarda sonraki türüz. Bu da demek oluyor ki, gerçek insan türünden önce de bizim semt varolmuştu.
Uzun lafın kısası mahalleyi severim. Ama işte dedikodu kolay yayılıyor buralarda. Yerin kulağı yok burada, çünkü her yerde megafon var herkes megafon yakınında yanlışlıkla bir konuşsun bütün mahalleye malzeme oluyor. Ben bir keresinde mahalledeki sevgilimden olmuştum. Böyle cins bir mahalleyiz. Zaten beni uyuşturucuya başvurtan da biraz bu. Kafamı dinlemek falan. Rahatsız ediyor herkesin birbiriyle bu kadar iç içe olması.
Çok sevgi dolu bir ailede büyümedim. Açık söyleyeyim. Ama bu semtin güzel bir özelliği vardı. Çocukların hiçbiri iyi bir aileye sahip değildi. Ondan hızlıca büyüdük. Olgunlaştık. Misal ben bağlanma sorunu yaşayan biri olmadım. 5 uzun metraj 2 kısa metraj ilişkim oldu sadece birinde aldattım o da benim bok yemem. Kısa sürenlerde de kızlar beni terk etmişti zaten. Suçlu ben değildim. Her neyse uyuşturucuya başladım. Gerçi ona başladıktan sonra artık pek ne dediğimi duyumsayamaz oldum. Pek aklım ermiyor. Neymiş şey diyorlar ya siz anlarsınız, siz gençsiniz. He bilim diyor ki uyuşturucu beyin hücrelerini öldürür. Külliyen yalan bence. Bir kere benim beynimin hücresi ölseydi ben ölürdüm. Yaşayamazdım. Kaldı ki ben yaşıyorum. Demek ki devam edeyim.
Üç dakika sonra sevgilimle buluşucağım. Yani tacirle. HAHA. Ne sandınız ki? Şu anda görüş alanımda. Bir saniye elinde 40 gramlık eroin var ve onu beyaz baş örtülü pazar çantalı kadına veriyor. Yoksa o bir erkek mi? Hayır hiç de bile. Bizim Kamuran teyze o. Tabii tabii o. İnanamıyorum. Kadına ne yaşattıysa geliniyle torunu... Kadın kendine eroine vermiş. Kadına sormadan edemedim. Keş gibi de durmuyordu. “Teyze burun mu daha iyi damar mı karar veremedim sen ne yapıyorsun?” “Ben yutuyorum yavrum. Ben ikisini de denedim ama kafam iyi olmadı.İlaçlarla iyi gidiyor. O yüzden avuçla yutuyorum öyle kafam güzel oluyor yavrum.” O gün kendime dedim ki... Bir şey diyemedim bıraktım kullanmayı ya direk buna sevk etti beni teyze. Teyze içiyorsa dedim bunun havası kalmamış. Ne bir bağımlılık kaldı ne bir arzu. Oh be çok sağlıklıyım!

Comments

En Çok Okunan

İtiraf

Anahtar

Yat Macerası

Clara’nın Olağanüstü Hikayesi

Tam da Kalbime