Mort Post
Yine gördüm o kutsal insanı. Kimi olacak Thomas amcayı
tabii. Mezarlığa yine o külüstür elektrikli motorsikletiyle giriş yaptı. Sepetinde
çok posta yoktu. Sözlü mesajlarla kafası allak bullak olmuş gibi gözüküyordu. O
adam her şeyi nasıl kafasında tutuyordu. Bir kere kafası küçücüktü. Kendi de
minyon bir tipti zaten.
Yavaş adımlarla mezarlık girişinden onu izledim. Motorsikletiyle
gidebildiği kadar gitti ve sonra bir meşe ağacı kenarına, oldukça gölgelikti, aracını
park etti. Kır sakalının yeni tıraş etmişe benziyordu. Başına geçirdiği kasketi
onu beş yaş daha genç gösteriyordu olsa olsa. Elinde 3 paket ve 5 zarf vardı. Kime
olacak. Kesin Hailey Masen’edir bir paket. Öldüğünde bir sürü sırdan habersizdi.
Sonra kiliseye günah çıkartan bir sürü insan olunca onun hakkında, devlet
yetkisini kullanıp hem vicdan rahatlığı hem de insanlara iş imkanı sunan bir
sistem geliştirdi. İstihdam çok önemli bir faktördü. Bunun için devlet her şeyi
yapmaya hazırdı. Onlar da Ölü Posta ‘Mort Post’ adında bir teşkilat kurdular. Ve
her mezarlık için bir 3 iletici ve 5 ileti hazırlayıcı göreve alındı. Bunu yaparken
mahalleden kimselerin olmasına, çok sosyal ve tanıdığı bol insanları seçtiler. Thomas
amca onlarda sadece bir tanesi. Onlarcası daha var.
Masen’in mezarlığı başında durdu. Dedikoduyu duymak için yaklaştım.
Çünkü onlar ölü olduğu için bunu sadece seslendirmeyle onlara duyurabilirlerdi.
Başka da yol görünmüyordu zaten. Bu ileti de bir paket de vardı. İçinden eşinin
onu aldattığını gösteren bir fotoğraf çıktı. Bu tür şeyler olduğunda Thomas amca
ona görüntüde neler olduğunu açıklar ve o resmi yakardı. Okuma her zaman en son
yapılırdı. Çünkü görüntüleme ücreti saniyelik işlediği için verilen ücrete göre
de değişirdi.
Uzun lafın kısası bizim Masen abla nallara dikmeden
boynuzlanmış da haberi yokmuş. Hemen bunu yetiştirmeliyim. Thomas amca ben
olsaydım onun kadar ciddi olamazdım. Sanki dilimizi bilmiyor gibi. Her zaman pokerface.
Ah Thomas amca ah… İyi ki varsın!
Comments
Post a Comment