Bir Aşkın Bitişi
Ukrayna,
Kiev 12.01.2001
Sevgili Olga,
Dün sen benim o yıkık
dökük olduğu için dalga geçtiğin evimden gittikten 12 saniye 2 salise sonra bu
yazıya başladım. Bu yazı hem bir vazgeçiş hem de bir hayatımın son saniyelerini
ayırdığım bir öbür dünyaya geçiş makbuzu gibi. İlk olarak 5 yıldır seninle sevgili
olmak çok farklı. İkimizin hiçbir ortak kanıda bulunduğunu görmedim. Olga sana
ne kadar anlatsam da sen beni hiçbir zaman içten dinler gibi yapmadın. Gözlerin
hep farklı yerlere bakıyordu. Şaşı olmandan dolayı yazmadım bunu. Asla dalga
geçmem fiziksel özelliklerle bunu bilirsin. Demek istediğim şey sen orada
değildin ben ne zaman orada olsam. Farklı bir boyut gibiydi. Geçmişinde yaşadıkların
zordu. Evet baban ve anneni kastediyorum. Kaç kez dövdü anneni o pis herif. Seni
de dövünce bana gelirdin hep. Hatırlasana -30 dereceydi ve sen benim evin
olduğu tepeye çıkarken neredeyse ölecektin. Ama o gün bile sevişmiştik. Sınır tanımazdık.
Baban Roman’a hiçbir zaman benden söz etmedin. Evden kaçtığın her gün bir kız
dostunun yanına gittiğini söyledin ailene. Bunu sineme attım. Annene
yakalandığımızda o pazarın başında, hani annen 2 kilo domatesi olduğu gibi yere
bırakıp domateslerin yokuş aşağı kaymasına dur diyememişti. Sen de onun
kulağına sanki hiç duymamışım gibi ‘O aseksüeldir.’demiştin. Hadi bunu da
anlarım. Hatırlıyor musun o günü? Hani ant içmiştik o kilisede, en sevdiğin
hani, adı aklıma gelmiyor. Ama sen benimle ilgili dilememiştin. Hatta bana ‘Bu
ülkeden ayrılmak farklı insanlarla tanışmak istiyorum.’ demiştin. Bense seninle
olduğum huzur dolu bir yaşam dilemiştim. Ve bana hiçbir şey demeden az önce
uçağının olduğunu ve batıya gittiğini söyledin. Dileğimi senin için yaktım,
değmezmişsin. Ve şunu bil ki benim ailem yoktu belki, hepsini kaybetmiştim. Ama
onlar dua ederken hep senden bahsettim. Saçlarının turuncusundan, gözlerinin
yeşilinden, teninin beyazlığından ve bülbül gibi şakıyan dilinden. Sen kocaman
bir yalanmışsın. Bilmeyerek ya da bilerek inandığım. İçimde büyüttüğüm bir mum
ışığıydın şimdi seni kendi ağzımla söndürdüm. Tam böyle üfleyerek. Ve tam da
öyle vereceğim son nefesimi. Üf diye.
Joseph,
Bu mektubu oku.
Comments
Post a Comment